Barış, Direniş ve Umut Kesişimleri

Bu projenin bir parçası olarak, FoRE/HOPE ekibi Tampere Barış Araştırma Enstitüsü’nde (Tampere Üniversitesi) “Barış, Direniş ve Umut Kesişimleri” başlıklı bir Yüksek Lisans dersi geliştirdi.

Dersler sırasında öğrencilere gündelik direniş ve umudun teorik arka planı ve temel kavramları tanıtılırken, her alandaki temel teorisyenler inceleniyor ve aralarındaki ilişki ve kesişimler keşfedilmektedir. Ders, öğrencileri gündelik yaşamda direniş ve umudun iç içe geçmişliğiyle tanıştırmayı, “aşağıdan gelen” güç dinamiklerine ve gündelik müdahalelere odaklanmayı amaçlamaktadır. Dersler, direniş kavramına dair içgörüler sunarak, ilgili özneleri veya aktörleri, amaçlarını, niyetlerini, motivasyonlarını ve kullandıkları yöntem veya eylemleri belirlemektedir.

Ders ayrıca, direniş ve umudun gündelik yaşamdaki karmaşıklıklarını ve kesişimlerini incelemektedir. Bu teorik incelemenin ardından, dikkatler 2023 sonbaharında Tampere Üniversitesi kampüslerindeki öğrenci işgallerine kayıyor. Bu işgalle ilgili materyallerden yararlanan öğrenciler, bu şiddet içermeyen eylemle gösterilen direniş ve umut kesişimleri üzerine düşünüyorlar.

Ders, özellikle İran’daki Kadın-Yaşam-Özgürlük Hareketi’ne odaklanarak, direniş ve umudun nasıl somutlaştığını incelemektedir. Öğrenciler, direnişin dinamik ve özellikle estetik boyutlara sahip yaratıcı eylemlerle nasıl tezahür ettiğini araştırmaktadır. Bu vaka çalışması aracılığıyla öğrenciler, İranlı kadınların görünmezliklerini kamusal alanlarda nasıl görünür direniş eylemlerine dönüştürdüklerini anlamaktadır. Tartışmalar, çeşitli direniş biçimlerinin anlamlarını ve anlatılarını ele alacak ve sanat ve dijital platformlar da dahil olmak üzere çeşitli mecralar kullanarak yenilikçi direniş ve umut pratiklerinin potansiyelini araştıracaktır.

Öğrenciler daha sonra Fin toplumunda ırkçılık, İslamofobi ve yabancı düşmanlığı bağlamlarında gündelik direniş biçimleriyle tanıştırılmaktadır. Helsinki’de yaşayan Somali kökenli bireylerle yapılan doktora araştırmasından yola çıkılarak, sıradan karşılaşmaların ve gündelik pratiklerin baskıcı yapılara karşı nasıl bir direniş işlevi görebileceği tartışılmaktadır. Bu ders, Fin toplumunda yaygın olan yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla ilişkili baskı ve şiddet yapılarını incelemektedir ve ardından etnografik veriler kullanılarak Finlandiya’daki Somali toplulukları üzerine derinlemesine bir tartışma yürütülmektedir.

Bunu takiben, ders, sanatın direniş ve umudu ifade etme aracı olarak kullanımını ele almaktadır. Sanatsal ifadeler, sınır şiddetiyle mücadele etmenin, umudu beslemenin ve gündelik barışı teşvik etmenin bir yolu olarak tartışılmaktadır.

Finlandiya toplumuyla ilgili son örnek, Batı Afrikalı göçmenlerle ilgilidir. Sömürgecilik, coğrafi konum, silahlı çatışmalar, ekonomik krizler ve kişisel hırslar gibi faktörler nedeniyle Afrika’dan Avrupa’ya sürekli göç akışları olmuştur. Ders, Batı Afrikalı göçmenlerin Finlandiya’daki deneyimlerini ele alıp bunlar üzerine düşünmekte ve daha iyi bir yaşam umuduyla yönlendirilen göç niyetleri ve yörüngeleri ile Finlandiya’da karşılaştıkları çeşitli zorluklar ve direnişler arasındaki bağlantıları incelemektedir.

Ders ayrıca, yerleşimci-sömürgeciliği altındaki Filistin deneyimleri bağlamında yerli kimliğin, öznenin ve epistemolojinin kademeli olarak silinmesini de incelemektedir. İki zorunlu okuma, özellikle mizah kullanımı yoluyla Filistin direnişini anlamak için teorik bir temel sunmaktadır. Başlangıçta, tartışmalar Filistinlilerin İngiliz Mandası’ndan bu yana yaşadıkları sistematik ve yavaş ilerleyen soykırımı ele almaktadır. Ders, Siyonist yerleşimci-sömürgeci proje tarafından hayata geçirilen gündelik silme pratiklerini inceleyerek, Filistinlilerin mizahı bir direniş biçimi olarak nasıl kullandıklarının analiziyle son bulmaktadır.

Kapanış oturumunda yer alan “Direniş ve Umut Uygulaması Olarak Tiyatro”, tiyatronun direnişi ifade etme ve umut besleme aracı olarak potansiyelini araştırmaktadır. Öğrenciler, önceki derslerden ve okumalardan edindikleri bilgileri, hem fiziksel hem de yazılı olarak potansiyel dramaturjiler tasarlamak için kullanacaklardır. Etkinlikler arasında, tiyatro yapımında duygusal ve sezgisel yetileri harekete geçirmek için tasarlanmış fiziksel egzersizler, doğaçlamalar ve tartışmalar yer almaktadır. Tiyatro pratiğinde önceden deneyim sahibi olmak zorunlu değildir ve katılım herkesin yetenek ve ihtiyaçlarını kapsamaktadır.

Dersin sonunda öğrenciler, ders boyunca edindikleri tüm ortak bilgileri bütünleştirmek amacıyla iki seminerde kendi analitik vakalarını sunacaklardır.

Paylaşmak!